Tekamülün Altın Anahtarı - O. Haluk ALPANDER

- Tekamülin Altın Anahtarları; ne muhteşem bir tâbir ve ne güzel bir terkip! Kelimelerin dizilişinden ziyade, ifade et- tikleri mana daha da engin ve daha da veciz! Bu kadar önem- i ve değerli bir mevzua temas ve hele, bu konuda bazı fikir kırıntılarını dile getirmeye cesaret edebilmek ise, büsbütün avrı bir mesele. Bu cür'etin kaynağı, menşei nedir sorusunun karşılığını burada bulamıyacağız. Bunu, ancak yekdiğerinin bütünleyicisi mahiyetinde olmak üzere, iki cilt halinde bası- lan bu kitapcığın mütevazi satırları arasında küçük ışınlar halinde parladığını sezebilen kıymetli okuyucular, kendiliklerin- den verebileceklerdir. Bu cesaret nereden alındı ve neden bu konu seçildi sorularına gelince; tek cevap ihtiyaç! Tek isbat ise delile ne hacet kelimeleridir. Alâka çekici olduğu nisbette güç ve tâkat dışı denecek kadar mühim bir mevzu üzerinde söz etmenin ne kadar çe- tin olduğunu ve hatâların normal dozajın üstüne çıkacağını, peşinen kabûl etmiş durumdayım. Bu suretle, kusûru itiraf meziyetinin, her türlü tenkit ve serzenişleri iadeli taahhütlü olarak geri çeviren hatasavar kalkanının siperine sığınmış bulunduğumu ve aslında, tekâmül seviyesinin hatâ basamak- ları ile yükseldiğine inandığımı da bilvesiyle arzetmek isterim. Tek dayanağım; ilme, medeniyete ve beşeriyete - karın- ca kaderince fehvasınea - hizmet kaygısı; biricik emelim ise, nurlu bir hedefe ulaşan istikamet üzerinde bir çıra ışığı ile olmasa dahi sönük bir kandil ziyasiyle alacalanan bir çığır agılmasına vasıta olabilmek gâyesidir.